Yeni mezun bir Veteriner olarak özel bir proje için kazandığım sınavla devlet memuru kadrosuna girmiştim. Bana seçilen görev yerim olan Sakarya'da Veteriner Müdürlüğüne tayin evrakımla başvurmak için 15 günlük süreyi beklemeden Veteriner Müdürünün odasında kendisi ile tanışıp evrakı vermiştim. Aslında bir Veterinerin burada ne iş yapacağı konusunda tam olarak bilgim de yoktu.
Benim bildiğim iyi bir not ortalamamın olması ve nereye verilirse çalışacak olmamdı.Fakat her şey sandığım gibi değilmiş.
Sadece bulaşıcı hastalıklar, hazırlanan evraklar, bakanlık ve diğer resmi dairelerle yazışmalar, kaşeler imzalar hepsi bu gibi görünürken köylere gitmeye başladık.Sakarya ilinin 1984 yılında merkeze bağlı 127 adet köyü vardı. Günümüzde ilçe merkezi olan yerlerin çoğu köy yerleşim yerleriydi.
Ama benim çalışma konum özel bir projeydi. Brucella projesi gereği önce 6 ay süren ve tüm köyleri tek tek dolaştığım ve buzağılara uygulanacak bu aşılama çalışmasını anlatıp bilgi verdiğim bir maraton yaptım. Yorucu ama zevkliydi. Bazı köylüler karşı çıkıyor yaptırmak istemediklerini söylüyorlardı. Köylerde buzağıları köy meydanlarına toplayacağımızı hayvan sahiplerine daha önceden ilan etmiştim. Aşının riskli olması iğnenin aşı uygulayıcısına kazayla vs. batmaması için bu toplama yöntemini uygulayacaktık. Bu arada bakanlığımızdan istediğimiz evraklar, buzağı kimlikleri, küpeler, küpe takma pensleri,tulum, çizme, iş gözlüğü, eldiven, dezenfektan, enjektörler, Atropinler vs.de ve yeni alınan Daiatsu marka arazi aracımızda hazırdı.
Önce tüm köyleri iki tur dolaşarak konuyu köy kahvelerine topladığım yetiştiricilere teorik olarak anlattım. Bu aşılamanın yıllar içinde faydasını göreceklerini dile getirdim. Fakat köy kahvelerindeki insanların bir kısmı zamanın siyasi iktidarının hayvanlarını ellerinden almak için bunu yaptığımızı öne sürerek yaptırmak istemediklerini söylediler. Baya zor anlar yaşadım ikna etmek çok kolay olmadı. Bunu köylülerin anlamak istememesi sonucunda stresten sigaraya başlamıştım.
Her neyse 6 ay süren eğitim çalışmasını takiben yaptığım program gereği ilk olarak Alandüzü köyünden Brucella-S19 aşılamalarına başladık. İlk gün Alandüzü merkez kahvelerin önünde 40 civarında buzağıları toplandı ve ilk aşı ilk buzağıda sağlık memuru arkadaşımız iğneyi eline batırdı. Ekibimin morali sıfır olmuştu. Eline aşıyı batıran sağlık memuru arkadaşımız zaten ruhen çökmüştü. Neyse hemen elini dezenfektanlarla dezenfekte edip tıbbi yapılacakları hemen yaptım. O gün Alandüzü'nde başka kaza olmadan aşılama programımızı bitirmiştik. Bende aşılanıp küpelenen buzağılara aşılama kartlarının doldurup vermiştim. Bu ilk günümüz diğer günlerin ne kadar zor geçeceği konusunda iyi bir örnek olmuştu.
Yılda 3 dönem 127 köye gidip Brucell S-19 aşısı yapıyorduk .Tabiiki klasik şap aşılaması yılda iki defa yapılıyordu. Ayrıca koyunlara da Brucella Melitensis REV -1 aşılaması yapılıyordu. Fakat Sakarya ilinin en yoğun devam eden hastalığı Kuduzdu. Birçok yerde hastalık mihrakı vardı ve yenileri de ortaya çıkıyordu. Her çeşit hayvanda Kuduz gördüm.Köylerde sığırlarda bol bol rastlanan bir durumdaydı. Köpekleri zaten saymıyorum. Dispansere her gün 8-10 adet ısırık evrakı ve 2-3 adet, symptom gösteren Kuduz pozitif köpek geliyordu. Çok nadir olmasına karşın bir kedi de klinik olarak kuduz teşhis edip klik protokol defterine Kuduz diye kayıt etmiştim. Kuduz dan sorumlu Veteriner hekim ağabeyimiz rahmetli Turgut Çelikel'di. Rahmeti bol olsun.